28 Haziran 2010 Pazartesi

Bulaşıcı gülücük...

   Meraklı gözlerden uzaklaşmaya çalıştıkça onlar bulur bizleri.. Kendi köşeme çekilip yaşayacağım demek işe yaramaz bazen.. İnsanlar vardır bizleri merak eden. Belki sadece dedikodu amacı ile belki de önemsedikleri için. Bazıları biz gülümsedikçe gülümser, gözlerimizdeki ışıltı onlara neşe verir. Bazıları ise bizim üzülmemizi beklerler zafer çığlıkları için. Bir kenarda zor anımızı beklemektedirler...
   İpleri elden bırakmamak lazım. Ben kendi hayatıma bakarım derken sırttan bıçak yememek için siper almayı bilmek lazım...
   Mutlu olduğumda hep güldü benim gözlerim, hatta utandığımda ve sustuğumda da. İçtenlikti beni ön plana çıkaran, duvarlarım vardı belki ama kötü niyetli olmadığım belliydi her zaman...
   Meraklı gözler üzerimdeydi fakat onları uyutup istediğim gibi yaşamayı bildim, kendimi bilerek yaşamayı da bildim elbette...
   Gülümsemenin en güzel kapıları açtığını öğretti bana hayat. Sinirin, moral bozukluğunun bulaşıcı olduğu bir ortamda mutluluk bulaştırdım insanlara. Peri sopamla dokundum herkese, saçtım iyiliği tanımadıklarıma bile. Ulu orta yaşasanız da, köşenizde yaşlansanız da mutlu edin insanları, mutlu olmayı zor sananları...

23 Haziran 2010 Çarşamba

Hızlanan kalp atışları...

Hiç tanımasan bile takılır gözlerin,
Sen istemezsin, onu bulur sözlerin...
Göremezsin belki yolun sonunu, 
Fakat atarsın kalbine tohumunu...

Öyle bir geceydi ki,
Gökyüzü yıldızlarla çevrili,
Her biri göz kırpıyordu yüreğime,
Söz geçiremiyordum benliğime...

Hayır! Olamaz...
Ders aldım ben dedikçe,
Yaklaşıyordum gitgide...
Hatta üzerine yürüyordum ateşin, bile bile...

Onca acı çekmişim, banane.
Bu sefer olmayacak eskiler bana bahane...
İstiyorum ve gideceğim üzerine,
Kazıyacağım belki o ismi yüreğime.

Eskileri bahane ede ede gerçek aşkı kaçırmamak lazım, pürüzleri düşünmeden kalbi hissetmek, sevmek lazım...

19 Haziran 2010 Cumartesi

Aynaya bakabilmek

Yazları bir başka güzel değil midir gönüller,
Dalga sesi kulakta,
Güneş sıcağı tende,
Devam ederiz uzun yolumuzun üzerinde...
Avuçlarda çiçek kokusu,
Üzerimizde kelebek dokusu,
Pamuk gibi olmaz mıyız, kalplerimiz suların en durusu...
Çok ders aldık hatalardan,
Öğrendik kapanmayan yaralardan,
Kendini iyi sananlardan...
Cıvıl cıvıl ötüşürken kuşlar,
Akıllara gelmez mi yaşananlar,
Bazen zorlayan dik duruşlar,
Bazense cayır cayır kalpte yananlar...
Sıradan değildir hiçbir yaşanan,
Tesadüf değildir kalbin kapısında karşılanan,
Yeri gelir anı olur adı,
Yeri ise kalbin yanı..
Yeri gelir sırf sıkıntı denir,
Zamanla kabak tadı verir...


İncir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerden biten aşklara, geri dönüşü olmayan hatalara, her yanlış yola sapıp kendini iyi sananlara... Yazık değil hiçbirimize, bugün yoksa dün vardı, bugün yoksa illa ki yarın olacak hatamız, nihayetinde hepimiz insanız..