28 Mayıs 2010 Cuma

Türkiyem

Ben bu toprakların çocuğuyum,
Göğsümü gere gere basarım da,
Gözyaşlarımla sularım da...
Minik bir ilçede doğup,
Buralarda genişlettim ufkumu...
Yurdumun insanlarıyla yetiştim,
Onlarla büyüyüp, onlarla değiştim...
Kaçıp gitmeyi hiçbir zaman bilmedim,
Yaratmadım hayatımda o seçeneği.
Ülkem için diyerek attım adımlarımı,
Vatanımla birlikte düşledim yarınlarımı...
Pes etmeye yaklaştığım zamanlarım da oldu tabi,
Fakat yemedi gözüm, gidemedim...
Bırakamadım sokaklarımı, köşe lambalarımı...
Bu toprakları satanların karşısında,
Sevenlerin yanı başında oldum her zaman...
Her çeşit insanı barındıran bu ülkede,
Yaşayarak tecrübe edindim tüm özelliklerimi.
Biliyordum, 
Hala biliyorum güzelliklerin geleceğini...
Dağılacağını bu kara bulutların ve
Haykırıyorum 'Atatürk İlkeleri' ile yola devam edileceğini!

Ardına bakmayanlar ordusu.

Bilmem siz de benim gibi misiniz? 
Yaşadıklarıyla övünen,
Derdiyle tasasıyla çekinmeden görünen..
Ardına bakmadan ilerleyen...
Ne acılar çektik kim bilir,
Hepimizin içinde artık batmayan cam kırıkları...
Neden bakayım ki geçmişe,
İyisiyle kötüsüyle neden hatırlayıp durayım ki,
Beni ben yapan zaten onlar değil mi?
Geçmişim yaratmadı mı beni?
Geleceği yaratabilmek için geçmişime değil,
Günüme takılırım ben...
Mutlu edene selam eder,
Üzene veda ederim..
Mutluluk balonuna tutunur,
Sağa sola sallanırım çoğu zaman...
Anlayışta, empatide, merhamette bulurum insanlığı,
Bulduğumda o kalbe tutunur,
Boğulduğumda ise kalp unutturur...

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Vazgeçemediklerime...



Herkes gider onlar kalır, birlikte veya ayrı... Varlıkları yeter her zaman...
Sımsıkı sarılıp bırakmamak lazım, 
Yolun sonunda sağda anne solda baba vardır,
Hataların ardından, hayal kırıklıkları ardından, kalırlar..
Kopamayız, kopamazlar...
Gerçektir işte o sevgi, karşılıksızdır...
Bir rica yeter istekleri yaptırmaya...
Ufak kırgınlıklar yeter moral bozukluğuna...
En yüce sevgidir, vazgeçilmezdir.
Yıpranmaz, yıpratamazlar...
Kimler gelir, kimler geçer, onlar kalır daima...
Annenin kokusu hangi çiçekte bulunur ki?
Ya babaya duyulan güven?
Kim geçebilir ki önlerine...
Onlar birbirlerinden geçse de, geçilmez onlardan...
Şükredilir sağ olduklarına,
Dualar edilir var olduklarına...
Varlıklarıyla atan kalp,
Yokluklarında sesini kaybeder...
Yaşananlar hep hatırdadır,
Söylenmesi gereken; neden yerine tamamdır...
Kabullenmek gerekir verilen kararları,
Mutlu olunacaksa yıkmak gerekir duvarları...


Beni benden çok seven anneme babama... 
Benim benden çok sevdiğim anneme babama...
Mutlu günlerimize,
Bir elimi tutan anneye,
Diğer elimi tutan babaya,
Öylece el ele gezilen günlere,
Özleyeceğim... Çok özleyeceğim...
Candınız, cansınız, her ne olursa olsun can kalacaksınız...

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Kendini Sevmekle Başla

Kendi içimde rastladığım huzuru paylaşmak...
Döne dolaşa insanın kendi kendine kalması,
Duru güzelliklerin kalpte yetişmesi,
Güzel bakmak,
Çiçekler gibi kokup,
Kelebek kadar hafif olmak...
Sessizlikte karşı karşıya gelinen o dinlendirici boşluk.
Sonu bilinmeyen yollarda yürümek.
Melodiler ardından gelen o sadelik,
Belki geçmiş delik deşik...
Kalplerin aynasının bulunması,
Ne ileri ne geri var olunan yer...
Güzelim diyebilmek,
Kolay mı bu kirli hayatta temiz kalabilmek...
Rahat mı o kadar mutluluğu sürdürebilmek...
Parmak uçlarımda yürümek,
Belli etmeden avuçlarda saklamak bazen,
Paylaşmaktan korkmak,
Çünkü kendi kendine bulmak...
İnişli çıkışlı ömürde, kendini bilmek.
Fark etmek gerçekleri,
Kendime saygı duyarak çıktım ben yola...
Tavsiyem insan sevmeli kendini doya doya...