15 Mart 2010 Pazartesi

Kendi haline bırakacaksın...

Sıkmayacaksın karşındakini,
Kızın da olsa kocan da olsa arkadaşın da olsa,
Bunaltmayacaksın.
Zorlamayacaksın, karşı gelmeyeceksin.
Ailense susmayı bileceksin,
Değilse ve işine gelmiyorsa ya kabul edeceksin,
Ya da çekip gideceksin.
Bir yaştan sonra değişmez insan,
Baş kaldırışlar sadece kavgaya yol açar,
Kırgınlıklarla son bulur.
İnat varsa, her kafadan bir ses çıkar,
Belki zamanla unutulur.
Baskın taraf kendisini geri çekmez,
Huylu huyundan vazgeçmez.
Kabullenmektir bazen sevgi,
Kaldırabilmektir karşıdakini.
Benimsemektir karakteriyle,
Deli olmamaktır deliyle.
Kendi kendine bırakılmalı insan,
Nerede nasıl yaşamak istiyorsa..
Değiştiremezsin ne yaparsan.
Belki anlık değişimler yaşar, tabi sen kanarsan...

14 Mart 2010 Pazar

Yalandır bazen..

Paylaşılanlar yalandır bazen,
Çok değerlidir tek tarafta üzen.
Her yaşanan düşündürür,
Anılar uzaklara götürür.
Kalp büyüktür...

Arkadaştır ilk önce,
Dost olur akrep yelkovan döndükçe,
Zamanla karşılıklı daha da sevince,
Her şey oluverir insanlar birbirlerine.

Öyle büyütmüşüm ki seni yürekte,
Aramışım her cümlede, her sebepte.
Bir de bakınca arkaya dönüp de,
Sıkılmıyorum 'hak etmedim'i tekrar etmekte.

Farklı ülkelerdeyiz artık,
Zaten istesem de yanında olamayacağım,
Bundan sonra ben yokum desen de,
Biliyorum aklıma geleceksin her kadehte.

Birkaç hata yüzünden, yıllarını verdiği prensesinden vazgeçebilen, çok değer verdiğim bir insana yazdım, inşallah yine her okuyan kendinden bir parça bulur. Hayatımızdakilerin kıymetini bilelim, çok geç olmadan, pişman olmadan...

5 Mart 2010 Cuma

En güzel adama



Baba,
İki hecede takılan fakat kitaplara sığmayan,
Yıllardır örnek aldığım adam.
Defalarca beni de sokmuş olan o sivri dile,
Artık ben de sahibim sayende babam.
Kimseye bir kuruş borcum yok,
Her şey istediğin gibi devam.
Senin gibi, doğrunun yanındayım her an.

Saygısızlığın küstahlıkla yapılabileceğini,
Saygının ise içki veya sigara ile oluşamayacağını öğreten baba!
Beni ben yapan, gücümü borçlu olduğum,
Her halimi gören,
En önemlisi her halimle seven babam.

Hala inemediğim o kucağın rahatlığı yok
Hiçbir koltukta!
O gözlerdeki tecrübe, güven
İnan yok hiçbir insanda...

Bilirim elini tutup dolaştığımda,
Hiç kimse dokunamaz bana.
Yıllar unutturmaz, anılar atılmaz ki yabana.
Acıktım yedirmedin mi?
Pislettim temizlemedin mi babam?
Düştüm kaldırdın, içtim sırtında taşıdın...
Az yükümü taşımadın babam.

Boyundan posundan korkar,
Yumuşacık kalbine koyardım başımı çoğu zaman.
Yaşananlar rakıda meze,
Sigarada duman...

Sana söz en güzel adam!
Kalbin bende oldukça;
Asla yanlış yola sapmam!

4 Mart 2010 Perşembe

Karpuzun adı, Çileğin tadı

Karpuz zordur her zaman, çekirdekleri vardır ayıklanması gereken ve tabi kalınca kabuğu. Elini kesmeden kesmelisin kabuğu, eline yüzüne bulaştırmadan nazik olmalısın, kadınsın elbette nazik olacaksın. Erkeğinse, kibar yaklaşacaksın.

Çekirdekleri ayıklarken bile karpuzun şeklini bozmamaya dikkat ederiz, bıçağın ucuyla özenerek. Karpuzdur o bir kere, her mevsim yoktur. Özeldir. Bulduğumuzda, hele ki lezzetliyse kıymetini bilmemiz gerekir.

Biz kadınlar hıyarlıktan terfi edip çilek olduysak, karar verdiysek sevecenliğe, tatlılığa karpuzumuzu sıkıca tutmalıyız. Özenle taşımalıyız ve yere düşürüp patlatmamalıyız.

Bazı karpuzlar tatsız bazıları ise çok lezzetlidir ama karpuzdur ne de olsa, olgunlaşmışsa bir şekilde yenir, herkesin ağzına layık bir karpuz vardır. Çileğin de pek bir farkı yoktur tabi, tadı yoksa pudra şekeriyle güzelleşir ama bir şekilde güzelleşir işte. Sıcak kanlı olursak ve karpuzumuza sarılırsak o daha iyi yetişir, güzel yüzünü, şekerli tadını verir bizlere.

Erkekler! Size tavsiyem ise; çileğinizi hıyara çevirmek için uğraşmayın. Gitmeyin üstüne, tadında kusur bulup şekere boğmayın. Unutmayın, hıyar olmak çok kolay. İlgi, sevgi, şefkat, sadakat istiyorsanız hıyarlardan uzak durun bizlere; çileklere yaklaşın ve kıymet bilin.

Ayşe Aral'a :) Güzeller güzelime!



1 Mart 2010 Pazartesi

Heyecan...




İçini ısıtıyorsa her bakış,
Her işitilen kelime yakıyorsa kalpte bir bölümü,
Göz göze gelmek nabzı hızlandırıyorsa;
Tatlı bir heyecan var demektir.




Ucundan tutulduysa bırakılmaması gereken bir heyecan,
Tadına bakmaya korkulan,
Aynı zamanda tadından yenmeyen bir heyecan.


Düşünmek bile gülümsetir insanı,
Telefona gelen bir mesaj, en güzel hediyedir bazen.
Onunla alakalı ufak bir ayrıntı bile mutlu eder,
Ayrıntılar incelenir,
İsmi geçiyorsa her cümle kıymetlidir.

Seviyor muyum diye sorular başlar beynin içinde,
Nedir bu beni benden alan,
Hayır denir, bu ben olamam.
Hani olmayacaktı, hani bir daha olamazdı...
Fakat olur,
Ortalık durulunca, aşk yine bulur.

Bulduğumuz son aşka, kalp atışlarımızı hızlandıran insanlara, bitmesinden korktuğumuz, gözlerden sözlerden sakladığımız o saf duygulara kaldırdım kadehimi...