21 Ocak 2011 Cuma

Duymak Değil Dinlemek



Farkında mısınız bilmem ama artık dinlemez olduk birbirimizi. Kim ne söylüyor haberimiz yok, kendi bildiğimizi okur olduk. Fikir çatışmalarına bile yer yok hayatımızda, ben böyleyim diyerek sıyrılıyoruz zor anlardan. Neden kimse beni dinlemiyor yerine insanları dinlesem çok iyi olacak demeliyiz artık.

Dinlemedikçe, dinlenmiyoruz. Her kafadan bir ses çıkıyor fakat bizler artık sadece kendi sesimizde kayboluyoruz. Kendi bildiğini okuyan insanlar olduk, birbirimizden koptuk, farklı görüşleri umursamaz olduk. Unutmamak lazım, düşüncelerdir insanları birbirlerinden ayıran. Hayatını devam ettirmek isteyen insanın farklı insanlara dolayısıyla farklı düşüncelere ihtiyacı vardır.

Hepimizin eksikleri, karşı taraftan öğrenecekleri vardır, bunu karşımızdakini dinlemeden anlayamayız.

Aynı anda konuşuyoruz, aynı anda birden çok kişiyi dinliyoruz. Sonuç; biz yine aynı biz. Anlamadığımız için değişmiyoruz. Kendimizi vermediğimiz için düşünmüyoruz. Bildiğimizi okumaya devam... Bir olaya her düşüncenin getirdiği yorum farklıdır ve her düşünce bir tecrübe sonrası oluşur. İşte bu yüzden sadece duyduklarımızla yaşamamızı beklemiyorum. Fakat yaşarken aynı zamanda duymamızın da gerektiğini düşünüyorum.

Her insan bazı konularda deneyimlidir, hayatın sürüklediği sularda kürek çekmeyi öğrenmiştir. Yaş ilerledikçe artan tecrübe insana, hayata farklı pencerelerden bakmayı öğretir. Kaç yaşında olursak olalım öğreneceğimiz daha birçok şey vardır hayata dair. Hayatımıza katılan her insan yeni bir gözlüktür aslında bizler için, karşımızdakini dinlediğimiz takdirde farklı görmeye başlarız hayatı. Belki gereksiz takıntılardan kurtuluruz, belki de görmemiz gerekenleri görmeye başlarız.

Unutmayın sadece duymak yetmez, dinlemek gerekir, insanlarla iletişim halinde olmak gerekir. Zaten bir kişiyi dinlemeye başladığınızda konsantrasyonunuz en fazla 20 dakika sürüyor, sonrasında söylenenler  pek akılda kalmıyor, bırakın da o 20 dakikada beyin yeniliklere açık olsun, içine farklı gözlükler dolsun.