28 Ağustos 2010 Cumartesi

Canımın İçi'ne...

O benim hem arkadaşım hem sevgilim hem dedem hem herşeyim...
Beni öpmeye doyamaz,
Onun gibisi olmadı olamaz.
Bensizse suratsızdır, huysuzdur belki.
İremo'yu görünce yüzü güler,
O kadar çok sever ki.
Kocaman kollarına sarar beni,
Sarar ellerime ellerini...
Dedem... Canım dedem...
Kucağına oturmaya doyamadığım,
Hastalıkları yakıştıramadığım,
Hiç aklımdan atamadığım...
Daha ne sırlar paylaşacağız seninle,
Her nefesimde benimlesin,
Kalbimdeki yerinle...
Daha ne günlerimiz olacak,
Kaç kadeh daha tokuşturacağız birlikte...
Sana, bana,
Büyük aşkımıza içeceğiz dedem,
Hep güleceğiz, güldürecek her daim İrem,
Dertler de olur ancak olsa olsa bir dirhem...

24 Ağustos 2010 Salı

Biliyorum...

Seni de sileceğim biliyorum, diğerleri gibi sen de gideceksin kalpten. Ne yaptın ki? Bir bakış mı attın aşk ile. Bu muydu farkın... Git işine...

Aşk günübirlik, kavga ise bir ömür değildir bizim lügatımızda. Hissediyorum, işine gelmeyince bırakıverirsin yarı yolda. Dengesizlikler son bulur da, belki insanlığa dönersin sonunda.

Girmeyeceğim artık rüyalarına, tırmanmayacağım kalbin dallarına. Pes etmek gerekir sıkıntılar doğup, gözyaşı olduğunda.

En başından biliyordum sendeki sorunu, kalpteki sonunu.
Dayanamıyor insan, açıyor kapılarını sonuna kadar, bir süre ortam havadar...

Belki diye haykırıyor, lütfen diyerek yalvarıyor fakat olmayınca olmuyor işte, yine diyelim hayır vardır her işte...

1 Ağustos 2010 Pazar

Veda...

Gidiyorum bu şehirden, gözlerim dolu dolu. Neredeyse her sokağına bir anımı serptim ve gidiyorum. Yaşadıklarından pişmanlık duyabilecek bir yapıya sahip olmadığımdan gururla terk ediyorum buraları. Her dakikası için 'iyi ki' diyebileceğim 6 senelik üniversite hayatım sona eriyor.
Soğuktur, ayazdır, sakindir, evet memur şehridir Ankara. Fakat hüznünüze ortak olabilecek bir özelliği vardır, her mevsiminde gözleri dolu doludur. Alıştırır kendine, vazgeçmek zor gelir.
Bu şehir öğretti bana yalnızlığı, bu şehir öğretti her korkuda anne denmeyeceğini. Kendi kendime yapabileceklerimi gösterdi bana senelerce.
'Üniversite yılları en güzel yılların doya doya yaşa' tavsiyeleri ile geçti yıllar. Şükredilmesi gereken yıllardı benim için, aşklarım dostlarım arkadaşlarım hepsi farklı hayatları tatmama neden oldular. En güzel anıları yaşattılar...
Tüm dostlarım gibi ben de üzülüyorum gideceğim için fakat burada bitmeyeceğini de biliyorum, hayatı öğrenmem için güzel basamaklardı bu seneler, bundan sonra çok daha güçlü, çok daha başarılı bir birey olarak sevdiklerimle yaşlanacağıma inanıyorum...
Beni kıran eski dost, beni üzen eski sevgili dahil olmak üzere bu yıllarımda yanımda olan insanlara çok teşekkür ediyorum.
Ben bu şehrin tadını unutamam, bu şehir de beni İstanbul'a yollayıp adımı unutamaz, biliyorum. Daha nice aşk dolu dakikalara, daha nice hoş sohbetlere, daha nice içkili eğlencelere, hep geleceğim Ankara.
Ben yokkken dikkat et kendine...
İyi bak kendine, iyi bak sevdiklerime...