12 Ocak 2010 Salı

Kaçış

Koşmaya başlayınca fark ettim kaçtığımı, ufak adımlarla uzaklaşıyormuşum da ben yolda yürüyorum sanıyormuşum. Korkuları aşıp, üzerine gidemiyorum. Aynaya bakıp kendimle konuşamıyor, kendimi sorgulayamıyorum.
Neden herkesin derdini dinlerken kendi kendimi dinleyemiyorum? Çare bulamamaktan mı, utanıp sıkılmaktan mı korkuyorum? Başımda ağrılar yaratan bu düşünceler de neyin nesi?
Cevabını bilemediğim bir sürü soruya sahip olmam, bu soruların kendimle alakalı olmalarından dolayı çok acı.
Kim bu insanlar? Neden herkes kendi hayatını yaşamaktansa birbirine müdahale etmekte? Bu merak neden bağışlanmış ki bizlere? Bu sorgulama da nereden çıktı bu saatte bilemiyorum...
Kendime hakim olamıyor, güzellikleri düşünemiyorum şu an.
Sanırım sıyırıyorum, hortuma kapıldım dönüyorum.
Bir tokat daha istemiyorum, darbe almamak için kendime gelmeyi de istemiyorum.
Kimine göre saçma, bana göre vazgeçilmez düşüncelerden çekip çıkaramıyorum kendimi.
Her ne isem, bakıyor, görüyor, hissediyor, seviyor ve kaçıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder