4 Nisan 2012 Çarşamba

Hayatın Amacı


     Yine herkeste farklı hisler uyandıracak bir konu ile karşınızdayım. Google'a hayatın amacı nedir diye sorabilen insanlarla dolu çevremiz. Belki birileri mantıklı bir cevap vermiştir diye arar dururlar saatlerce. En   baştan söyleyeyim, bu yazıdan da tatmin olamayacaklar. Van Gogh Alive sergisine gittim geçenlerde.
     Yaşarken sadece bir eserinin satılabilmiş olması, kıymetim öldüğümde mi anlaşılacak acaba sorusunu da aklıma getirmedi değil. Sergi beklentilerden çok farklıydı. Çünkü resimler dijital ortamda yerlere, duvarlara ve hatta tavana yansıtılıyordu. İçerisi nasıl kalabalık, bazıları ilgi ile yeri göğü takip ediyor, bazıları bağdaş kurmuş yerlerde oturuyor.
     Fonda elbette klasik müzik var, karanlığın içinden bir el tutuyor sanki elimi. Hayal aleminde dolaşır gibi, hayran kala kala dolaştım sergiyi. Farklı duvarlarda yazan anlamlı cümlelerle karşılaştım, ben daha okuyamadan kayıp gitti bazıları. Fotoğraf makinem imdadıma yetişti neyse ki. Fark ettim ki benim hayatımın amacının, hayat görüşlerimin bir bölümü duvarlarda gizlenmiş. Diyor ki mesela; hayatı bilmenin yolu birçok şeyi sevmektir. Hay ağzınla bin yaşa dedirtiyor bana. Sevin kardeşim, bırakın dostu düşmanı, insan olun sevgi dolun.
     Ben bu güzel cümleyi kalbimle tanıştırırken bir diğeri çıkıyor karşıma; her şeye rağmen ayağa kalkacağım, cesaretsizliğimden dolayı bıraktığım kalemimi alacağım ve çizmeye devam edeceğim. Zor dönemi oluyor elbette insanın hayatta, tamam kabul Van Gogh gibi kulağımı kesmedim -içimden de hiç gelmedi- ama benim de bunaldığım, isteklerimden vazgeçme noktasına geldiğim olmuştur. Lakin bırakmamışımdır peşini. Yazmaktan bile soğuttular bir dönem, bakın hala buradayım. Van Gogh ile tek farkımız o çizmeye devam edeceğim diyor, ben ise yazmaya.
     Hayattaki amaç kısmına geri dönelim, bakın ne diyor ünlü ressam: Hayattaki amacım, yapabildiğim kadar resim ve çizim yapmak. Yaşamımın sonunda "aşk" ve naif bir pişmanlıkla geriye bakıyor olacağım. Yine tercüman olmuş sanatçıya, aşksız sanat olur mu hiç? Yazdığından, çizdiğinden, bestelediğinden pişman da olabilir insan dönem dönem. Ama üstadın dediği gibi, sanatçının vedası bile naiftir, elveda diyen o yaratıcı elleri ise zariftir.
     Sanatı ile insanlara dokunmak isteyen bu adamla çıktığım yolculuğun sonuna geldiğimde birden yüksek bir ses işitiyorum, ben çoktan uzaklara gitmişken gözlerim bir yazıya takılıyor. "Sevgisiz yaşamayacağım", ben de diyor içimdeki ses, öyle bir bağırıyor ki, birileri duyacak diye ödüm kopuyor...

3 yorum:

  1. İnsana güç veren, "Sahi, neden pes edecekmişim ki?" dedirten bir yazı olmuş. İyi ki usta bir sanatçıdan çıkardığınız dersleri paylaştınız, bana ve -inanıyorum ki- tüm okuyanlara destek oldu yazdıklarınız.

    Kendi adıma teşekkür ederim.

    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil