5 Ekim 2010 Salı

Çiçek oldum kelebeğe sordum...

Her kelebek gün içinde birsürü çiçeğin yaprağını şereflendirir. Hafiftir, bükmez çiçeğin boynunu. Beslendiği sularla rengarenk olan çiçek her zaman mutlu eder kelebeği, insanları ettiği gibi. Mis kokusu alıverir bütün negatif enerjiyi...
Ben bugün çiçek oldum, renklere büründüm, tertemiz koktum. Etrafta olan bitenden habersiz, kendimi korurcasına çırpındım durdum.
Dikildiğim yeri ben seçmedim aslında, ileride duran arkadaşlarımla daha mutlu büyüyebilirdim belki de. Ama seçim yapma şansım yoktu... İnsanlar kadar şanslı değildim, hepsinden güzeldim fakat ben kaderimi kendim çizemedim.
Satmak için kopardılar beni, durun diyemedim. Sevdiklerini mutlu etmek için evimden ayırdılar beni, ses edemedim.
Böylesi gerekiyormuş dedim, girdiğim evleri şenlendirdim. Ve sessizce sonumu bekledim...
Herkes severdi beni, uyarırlardı üzerime basıp geçmek isteyenleri... Korurlardı belki ama işlerine gelince onlar da zarar verirlerdi.
Ben birgün çiçek oldum, kelebeğe sordum: 'Ben böyle de mutluyum, peki ya sen, sen de mutlu musun? Uçuyorsun alabildiğine, ömrüne sığdırabildiğine, peki ya memnun musun?' diye.
Verdiği cevap yapraklarımda bir terlemeye sebep oldu. Bitki olsaydım kıpırdayamazdım, o şekilde yaşayamazdım, insan olsaydım uçamazdım, uçmadan yapamazdım, böyle yaratıldım daha iyisi olamazdım...
Hayat her zaman gülümsemez, gülümsediği zamanların tadını ala ala yaşayıp, kötümser geldiğinde sakladığımız o güleryüzle selamlamalıyız hayatı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder