20 Temmuz 2010 Salı

Doğu Gelinciği

Beş dakika kendimi Doğudaki bir kız çocuğunun yerine koydum ve aklımdan geçenleri paylaşmak istedim sizlerle:

Değerinin farkında olmayan bir kız çocuğuyum ben. Düşündükçe beni daha fazla üzen bir hayata sahibim. Ellerim nasırlarla kaplı, gözlerimde sürme sahibimi bekliyorum sanki... Başlatılan kampanyalarda sıra bir gün bana gelir beklentisi içerisindeyim, belki kurtulurum bu zulümden, belki ben de büyük şehirlerde yaşayan yaşıtlarım gibi rahata kavuşurum.
Neden erkek olarak dünyaya gelmedim ki? Abim, erkek kuzenlerim ne kadar da rahatlar. Babam onları seviyor, evladım diyerek bağrına basıyor. Benimse tarlada yetişen turfanda sebze kadar değerim yok buralarda. Oyunlar oynayamıyor, kitaplar okuyamıyorum. Kısacası yaşımı yaşayamıyorum. Aynı kaderi paylaştığım arkadaşlarımla güneşin altında geçiyor bütün günüm. Bu arada hiç erkek arkadaşım yok benim, bir merhaba bile diyemiyorum onlara. Bizim buralarda yasaktır, bilirsiniz töre cinayetlerini.
Yan evde oturan bir erkekten alacağım bir kalem bile abimin namusumuzu temizlemesine sebep olabilir...
Benim dünyamda lunaparklar, pamuk şekerler, çizgi filmler yok. Bunlar sadece hayallerimde, rüyalarımda gördüğüm güzellikler. Doğu'da kız çocuğu olmak böyle birşey işte. Doğarsın, kızsan kıymetsizsindir, farkına varmadan tarlalarda büyürsün, en çok parayı kim veriyorsa ona satılırsın, baban senden kurtulur, istemediğin adamlara ait olursun, yediğin dayaklarla geçer hayatın, öldüğünde ise kimse ağlamaz arkandan...

Doğudaki gelincik bu yazıyı yazamaz ki, o okula gitmiyor, bilmiyor ki okumayı yazmayı. Ailesi, çevresi ona hiç değer vermiyor. Genç yaşında tek kurşunla can vermemek için çabalıyor ve o ülkemizin kanayan yarası olmaya devam ediyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder